Sağlık

Çocuğunuz Dalgın Görünüyorsa…

Halk arasında konvülsiyon ya da epileptik nöbet olarak da bilinen epilepsi, hastanın herhangi bir tetikleyici neden olmaksızın nöbet geçirmesi ve bu nöbetlerin tekrarlaması ile gelişen kronik bir hastalıktır. Doğum sırasında veya sonrasında herhangi bir nedenle beyin hasarı yaşayan bireylerde gelişen epilepsi, çocuklarda yetişkinlere göre daha sık görülüyor. Bunun nedeni ise artık gelişme aşamasında olan genç beynin epilepsi eşiğinin çocukluk döneminde daha düşük olması ve doğuştan-genetik epilepsi sendromlarının bu yaşlarda daha sık görülmesidir. Epilepsi, tedavisi geciktiğinde zihinsel ve fiziksel geriliğe yol açabilen, dolayısıyla çocuğun okul ve sosyal hayatını olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Üstelik ileride kalıcı hasarlar bırakabilmektedir. Epilepsinin tedavi edilemeyeceğine dair toplumda yaygın bir inanış olsa da aslında nöbetler kontrol altına alınabiliyor ve çocuklar okul ve günlük yaşamlarına sorunsuz bir şekilde devam edebiliyor.

Acıbadem Altunizade Hastanesi  Çocuk Nöroşirürji Uzmanı Doç. Dr. Bahattin Tanrıkulu,   Epilepsi tedavisinden başarılı sonuçlar alınmasında erken teşhis ve doğru tedavinin son derece değerli rol oynadığını belirten Ersoy, “Tedavide ilk adım ağızdan alınan ilaçlardır. İlaç tedavisi ile çocukların %70’inde nöbetler kontrol altına alınabilmektedir. Tedaviye yanıt vermeyen ‘ilaç dirençli epilepsi’ adı verilen tiplerde uygun hastalarda cerrahi işlemden oldukça başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Ancak tedaviden etkili sonuç alabilmek için ilk nöbetten sonra mutlaka bir çocuk nöroloji uzmanına ve gerekirse bir çocuk beyin ve sınır cerrahına başvurmak gerekir.

 

Birçok farklı neden var

Epilepsi, beynin bir bölümündeki hücrelerden gelen ani ve kontrolsüz elektrik sinyalleri sonucunda gelişir. Nöronların yapısal proteinlerindeki değişikliklerden veya nöronların dizilişindeki hatalardan kaynaklanan olağandışı elektriksel aktivitenin hızla yayılması sonucu çok sayıda nöron aktive olur. Bunun klinik yansıması genellikle bilinç kaybı, nöbetler sırasında idrar veya dışkı kaçırma, kol ve bacaklarda kusma, ağızda köpüklenme şeklinde görülür. Epilepsili birçok çocukta altta yatan neden bilinmemektedir. Genetik faktörler, bazı tümörler, konjenital sendromlar (tüberoskleroz gibi), enfeksiyonlar, enflamasyonlar (Rasmussen ensefaliti gibi), hamartomlar ve mesial temporal skleroz gibi birçok faktörün epilepsiye neden olduğu bilinmektedir.

 

Sinsi işaretlere dikkat!

Çocuklarda epilepsinin belirtileri ve sıklığı, hastalığın tipine ve şiddetine göre değişir. Epilepsi, hastanın yüz, kol ve bacaklarında tekrarlayıcı fırlatma hareketleri, ağızdan salya akması, idrar ve dışkı kaçırma gibi tipik semptomlarla gelişir. Özellikle 5 yaş altı çocuklarda beyinde altta yatan yapısal bir bozukluk olmasa da yüksek ateş nöbetleri tetikleyebiliyor. Çocuk Nöroşirürji Uzmanı Doç. Bahattin Tanrıkulu, epilepsi belirtilerinin gözden kaçabileceğine dikkat çekerek şöyle devam ediyor: Alışılmadık şekilde anlaşılması güç, sinsi belirtilerle de kendini gösterebiliyor. Bu nedenle oyuncaklarla oynarken ani bir ara verilmesi ve ardından hiçbir şey olmamış gibi oyuna kaldığı yerden devam edilmesi normal kabul edilebilirken gün içerisinde tekrarlayan idrar kaçırma, donuk ve sözsüz bakma, gün epilepsinin habercisi olabilir.” diyor.

 

Nöbetler ilaçla kontrol altına alınabilir

Her hastalıkta olduğu gibi epilepside de erken tanı büyük önem taşımaktadır. Çünkü tedavi edilmeyen epileptik nöbetler ileride büyük nöbetlere dönüşebilir. Sonuç olarak, ciddi zihinsel ve fiziksel gerilik meydana gelebilir. Bir kez nöbet geçiren çocuklarda tedaviye hemen başlanmaz, önce elektroensefalografi (EEG) tetkiki yapılır. EEG’de herhangi bir anormallik yoksa birçoğu nüks etmez. EEG bozukluğu ve tekrarlayan nöbetleri olan çocuklarda oral ilaçlar ilk tedavi seçeneğidir. İlaç tedavisi ile nöbetlerin tamamen durdurulması, bu mümkün değilse sıklık ve şiddetinin azaltılması amaçlanır. Çocuk Nöroşirürji Uzmanı Doç. Dr. Bahattin Tanrıkulu,   İlaçların çocukların yaklaşık yüzde 70’inde başarılı olduğunu belirterek, “Epilepsili çocuklarda nöbetler genellikle tek bir ilaçla kontrol altına alınabiliyor, bazen birden fazla ilaca ihtiyaç duyulabiliyor. En az 2 yıldır nöbetler görülmez ve EEG’de bir anormallik saptanmaz ise ilaç tedavisi kademeli olarak azaltılarak sonlandırılabilir. İlaca dirençli vakalarda özel bir beslenme türü olan ketojenik diyet uygulanır. Hiçbir yöntem fayda sağlamaz ise hastalar epilepsi cerrahisine uygunluğu değerlendirilir.” bilgileri verir.

 

Cerrahi tedavide yüksek başarı elde edilebilir

İlaçlara ve ketojenik diyete cevap vermeyen çocuklarda epilepsi cerrahisi gündeme geliyor. Çocuğun cerrahi yöntemden fayda görüp görmediğini değerlendirmek için epilepsi cerrahisi değerlendirmesi yani yüksek rezolüsyonlu 3 tesla MR, en az 48 saat görüntülü EEG ve gerekirse PET ve SPECT metabolik değerlendirmesinden oluşan detaylı bir muayene testler yapılır. Doç. Bahattin Tanrıkulu, cerrahi formüllerin kabaca rezeksiyon, ayırma ve fonksiyonel ameliyatlar olarak 3 gruba ayrıldığını belirterek, yapılan işlemleri şöyle özetliyor: “Tümör ve kortikal displazi gibi lezyonların varlığında bunların tamamen çıkarılmasına yönelik rezeksiyon ameliyatları. gerçekleştirilebilir. Bağlantı kesme ameliyatlarında epileptik odağın normal beyin dokusu ile temasının kesilmesi amaçlanır. Her iki cerrahi yöntemle de ortalama yüzde 70 oranında başarı sağlanmaktadır. Fonksiyonel bir cerrahi işlem olan ve nöbetleri tamamen veya kısmen durdurmayı amaçlayan epilepsi kalp pili (vagal sinir stimülatörü), bu iki tekniğin etkisiz kaldığı düşünülen durumlarda takılabilir. Bu formülün başarı oranı yüzde 40 civarında.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

darende-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu